CRYSİS 3 |
Merhabalar sevgili oyun severler. Bu makalemizde Crysis 3 oyun inceleme konulu yazımız ile sizlerle birlikte inceleme fırsatı bulacaz.
Yerli gururumuz Yerli kardeşlerin firması Crytek tarafından oyuncularla buluşturulan Crysis, çıkışıyla beraber oyun piyasasında bomba etkisi yaptı. Harika grafikleri, kısmen açık diyebileceğimiz dünyasıyla bizleri nefes kesen bir ada macerasına konuk etti.
Temelde Far Cry’da uygulanan formülü bir adım öteye taşıyan Crytek, Nanozırh gibi oyun dinamiklerini doğrudan değiştiren elementlerle Crysis’e daha stratejik bir hava kattı. Üstelik oyunu bir de Türkçe dil desteğiyle Türkiye’ye özel bir fiyattan çıkaran Crytek, yerli oyuncuların gözünde en önemli firmalardan biri haline geldi.
İlk oyunla hız kazanan Crytek daha sonra Crysis Warhead, Crysis 2 oyunlarını çıkararak Crysis’i başlı başına bir marka haline getirdi. Bu markanın son halkası Crysis 3’teyse serinin hikayesini sonlandırarak nihayete erdiriyor.
Dünya’nın Kaderi Elinizde
Crysis 3, ikinci oyunun 24 yıl sonrasında geçiyor. Baş karakterimiz Prophet, New York’a adımını attığı anda C.E.L.L tarafından yapılan devasa Nanodome’un şehri sardığını görür. Bunun üzerine duruma el koyan Prophet’ın Dünya’yı kurtarma savaşına katılırız.
Crysis 3 hikaye bakımından güçlü yönlere sahip. Kimi zaman bazı insani değerleri sorguluyor. Ancak hikaye genel akışı klişeleri çok fazla barındırıyor. Bununla beraber yer yer sunumun zayıflaması da bazen sizi hikayeden koparabilir.
Buralar Hep Betondu
Crysis bizi olabildiğince açık bir alana bırakmıştı. Crysis 2’deyse bu alanlar biraz daha daralmış, daha çok şehir içinde bir çatışma ortamı yakalanmıştı.
Yeni oyunumuzdaysa bu iki oyunun arası yakalanmış diyebiliriz. Crysis 3, ne ilk Crysis kadar geniş alanlar sunuyor ne de ikinci Crysis kadar bizi sıkıştırıyor. Bu denge, Crysis 3’ün mekan seçimi içinde geçerli. İlk oyun kadar ormanlık alanlarda çarpışmasak da ikinci oyundaki gibi şehrin göbeğindeymişiz havası da yaşamıyoruz. Crysis 3’te ortaya çıkarılan mekan profili, ağır orman istilasına uğramış bir şehir görüntüsü çiziyor. Görsel anlamda tatmin edici.
Mekan ve açık alanların oynanışa etkisinden bahsedelim biraz da. Öncelikle yeni Nanozırhımız ikinci oyundakine göre daha gelişmiş bir şekilde karşımıza çıkıyor. Ama büyük bir değişiklik beklemeyin. Ufak tefek geliştirmeler dışında neredeyse ikinci oyundakiyle aynı.
Güç, hız, görünmezlik gibi temel özelliklerimiz
Nanozırhımız’da gene kendine yer buluyor. Bu özellikleri nasıl kullandığınız sizin oynanışınızı belirleyecek temel unsur. Fakat bir küçük not, eskisi kadar gizli gitmek kolay değil. Görünmezlikten çıktığınız anda eğer bir cismin arkasında değilseniz çok uzak mesafelerden bile (ama gerçekten çok) düşman tarafından görülebiliyorsunuz. Tekrardan gizlenmek kolay ancak düşmanlar artık sizin orada olduğunuzu anlıyor ve destek çağırıyorlar. Normalde çok abartı olan bu uzak mesafeleri görme durumunu, düşmanların teknolojik olarak gelişmişliğine vererek kılıfına uydurabiliriz.
Bu noktada hemen yapay zekadan söz etmek gerek. Düşman yapay zekası etrafını sezme ve bulunduğunuz delikten sizi çıkarma konusunda oldukça başarılı. Çoğu zaman kalabalık bir halde gezen düşman grupları, kendi aralarında ikili gruplara ayrılarak etrafı araştırıyorlar. Eğer bu ikiliden birini sessizce öldürürseniz yanındaki kişi duruma uyanıyor ve ufak çaplı bir alarma geçiyor. O esnada görünmez olsanız bile bulunduğunuzu düşündüğü yere bomba atarak sizi saklandığınız delikten çıkarmaya çalışıyor. Bu işte de oldukça başarılılar. Rakip FPS oyunlarına oranla Crysis 3 yapay zeka konusunda oldukça başarılı.
Nanozırh’ın ufak tefek farklılıklar dışında neredeyse ikinci oyundakiyle aynı olduğunu söylemiştim. Bu ufak tefek farklılıklardan biri “upgrade sistemi”.
Upgrade sistemi sayesinde Crysis 3’te de, Crysis 2’deki gibi zırhınızı geliştirebiliyorsunuz. Ama bunun için uzaylıların içinden çıkan enerjiler yerine, oyun boyunca etrafta bulacağınız nano geliştirme parçalarını topluyorsunuz. Upgrade kısmıyla ilgili değişen tek şey bu değil. Artık 4 farklı kategoride sergilenen geliştirebileceğiniz bir çok yetenek arasından kendi kombinasyonunuzu çıkarabiliyorsunuz. Seçtiğiniz 4 tane yeteneği yan yana getirerek 3 tane slota koyabilir, bu slotlar arasında hızlıca geçişler yaparak duruma uygun yeteneklerinizi oyun esnasında seçebilirsiniz. Gizlice gittiğiniz anlarda gizliliğe uygun yeteneklerinizi, zor kullanma gerektiren durumlarda güçle alakalı yeteneklerinizi kullanabilirsiniz.
İlk Crysis’in en vurucu noktası grafikleriydi. 2007 yılında sadece PC’ye çıkan oyun hala grafik anlamında pek çok rakibini gerisinde bırakabilecek güçte. Devam oyunlarında da bu başarıyı koruyan seri, son oyunu Crysis 3’le de adına yakışır bir performans ortaya koyuyor. Her ne kadar Crysis 2’yle arasında çok fark olmasa da bu zamana kadar gördüğünüz en iyi grafiklere sahip oyunlar arasında kendine yer buluyor. Yalnız bu noktada Crysis 3’ü konsol ve PC versiyonu diye ikiye ayırmak gerek.
Günümüz konsolları hali hazırda ömürlerinin sonuna yaklaştılar. Donanım olarak şu anki oyun PCleriyle yarışamayacak durumda olan konsollarla PC’yi aynı kefeye koymamak gerek. Crysis 3’ün PC versiyonu görsel anlamda makinenizi oldukça zorlayacak ancak size harika grafikler bahşetmekten de geri kalmayacak. Oyunun konsol versiyonuysa Crysis 2’nin biraz daha üstüne çıkarak konsollarda görebileceğiniz en iyi grafikleri sizlere sağlıyor. Fakat bir rahatsız edici eksiklik var. O da oyunun konsol versiyonunda su altı grafiklerinin olmaması.
Su altına girdiğiniz anda önünüz kararıyor, nereye gittiğinizi göremiyorsunuz. Suyla çok işiniz olmuyor belki ama suya işiniz düştüğü zaman bu durum sinirinizi hoplatıyor. Tepenizdeki helikopter ateşinden kaçmak için su altına girdiğinizi düşünün, nereye gittiğinizi göremeden körlemesine su altında ilerlemeye çalışıyorsunuz. Kulağa çok hoş gelmiyor di mi?
Neyse ki oyunun PC versiyonunda böyle bir problem yok. Crysis 3, PC’de harika bir iş çıkarıyor. Ama PC donanımı yetenlere. Oyunun yüksek sistem ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir makineniz varsa görsel ziyafetin tadını çıkarabilirsiniz.
Bir Boy Büyük Nanozırh Alalım, Seneye de Giyersin
Buraya kadar anlattıklarım genelde Crysis 3 adına pozitif şeyler içeriyordu. Ama yazının sonuna gelmişken Crysis 3 adına en büyük iki eksiği paylaşmazsam olmaz. Bunlardan biri oyunun tek kişilik hikaye modunun çok kısa olması. Normal seviyede 6 saatte bitirebileceğiniz oyunda yan görevleri de işin içine katarsanız süreyi biraz daha uzatabilirsiniz. Ama gene de Crysis 3, Crysis’in eski oyunlarına göre oldukça kısa bir süre sunuyor.
İkinci eksiyse Crysis 3 duyurulduğundan beri oyuncuların dilinde dolaşan bir konu. Oyunun ilk tanıtım videolarından sonra oyuncular Crysis 3’ün çok fazla farklılık içermediğini, olsa olsa bu oyunun Crysis 2.5 olacağını, belirtmişlerdi. Tahminler doğru çıktı diyebilirim. Crysis 3 her ne kadar oldukça kaliteli bir FPS olsa da size Crysis 2’nin üstüne fazla bir yenilik katmıyor. Upgrade sistemi, hikaye, biraz daha cilalanmış grafikler ve yeni bir yay/ok silahı dışında Crysis 3, temelinde önceki oyunla aynı oynanış mekaniklerini taşıyor. Bu arada hazır ok demişken, videolarda üstünde durulan bu ‘yay/ok’ konusunu da laf arasına sıkıştırmak gerek.
Ok Yoluna Gitmek
Crysis 3’le gelen yay/ok, oynanışı taktikselleştirmek adına eklenmiş. Yayınızı kuşandığınız anda kullanabileceğiniz 5 farklı ok tipi sunan silah; düşmanları ister gizlice tek vuruşta öldürmenize, ister elektrik atarak çarpmanıza, isterseniz de patlatmanıza izin veriyor.
Yay-ok ikilisinin oyuna eklenmesi iyi olmuş. Ancak cephane açısından sıkıntı yaşamamanız için attığınız okları toplamayı unutmayın. Yoksa oyunun büyük bir kısmını bu ikiliden mahrum geçirirsiniz.
Yay-Ok ikilisi için açtığımız parantezi kapattıktan sonra oyunun genel değerlendirmesine devam edebiliriz. Ne diyorduk? Oyunun yeterli yenilik içermemesi ve kısa olmasından bahsediyorduk. Oyunun multiplayer’ında bol bol zaman geçireceğim, diyenler için ana senaryonun kısa olması bir eksik sayılmayabilir. Ama multiplayer oynamayı düşünmeyen oyuncular oyunun süresini göz önüne alarak oyuna yanaşsınlar.
Bu eksiklikleri de işin içinde katıp oyunu değerlendirmeye aldığımızda elimizde hala çok kaliteli bir FPS oyunu kaldığı bariz bir gerçek. DmC Devil May Cry’la açılış yaptığımız yeni yılda Dead Space 3’le biraz hayal kırıklığına uğramıştık. Ancak Crysis 3 bize bu hayal kırıklığını tekrar yaşatmıyor ve senenin en iddialı FPS oyunları arasına adını şimdiden yazdırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder